Orjinal Adı : The Sound of Music
Yapım Yılı : 1965
Yönetmen : Robert Wise
IMDb puanı : 8.0
Tür : Biyografi, Dram, Aile
Süre : 174 dk.
Konusu : 1930'lu yılların Avusturya'sında Salzburg yakınlarında bir manastırda yaşayan Maria (Julie Andrews)'nın ne kadar gayret gösterse de bir rahibe olmak için gerekli niteliklere sahip olmadığı anlaşılır. Her gün dağlara çıkıp şarkı söylemekten hoşlanan hayat sevinci ile dolu cıvıl cıvıl bir kız olan Maria sürekli olarak sabah dualarını kaçırmakta, manastırdaki işlerini aksatmaktadır. Baş rahibe Abbess (Peggy Wood) yemin edip bir rahibe olmadan önce gerçek dünyayı biraz daha tanıyabilmesi için Maria'yı bir mürebbiye arayan yedi çocuklu Kaptan Von Trapp (Christopher Plummer)'ın malikanesine gönderir. Donanmadan emekli olmuş Kaptan'ın karısı yeni ölmüştür. Soğuk ve mesafeli bir insan olan kaptan çocuklarını askeri bir disiplin içinde büyütmektedir. Babaları ortada olmadığında bütün haşarılıklarını ortaya döken çocuklara mürebbiye dayanmamaktadır. Kısa sürede işi bırakan onlarca mürebbiyenin sonuncusu olan Maria iyimserliği ve müziğin de yardımı ile çocukların kalbini kazanmayı başarır. Arkasından da Kaptan'ın güvenini kazanır. Viyana'da oturan cazibeli bir kadın olan Barones Schraeder (Eleanor Parker)'le bir evliliğe hazırlanan Kaptan'a aşık olan Maria ikisinin arasından çekilmek için manastıra geri döner. Çocuklar ise Barones'in gitmesini, Maria'nın geri gelmesini isterler. Sonunda Maria'yı sevdiğini anlayan Kaptan Von Trapp onunla evlenir ve balayına çıkarlar. Ancak ülke sıcak günler yaşamaktadır. İkinci Dünya Savaşı arifesinde Avusturya'yı ilhak (Anschluss) eden Almanya rejimini bu ülkeye tüm kurumları ile yerleştirmeye başlamıştır bile. Nazizm karşıtı tutumunu çoktan belli etmiş olan Von Trapp ailesi artık emniyette değildir. Alman donanmasında aktif göreve de çağrılınca Kaptan ailesini Avusturya'dan çıkarmak için harekete geçer. (Kaynak : sinemalar.com)
Film başladığında çocukluğuma gittim. Hani şu tek kanal dönemi varya işte oralara. Çok keyifli bir duyguydu.
Edindiğim bilgiye göre kitaba dayanan bu film aynı zamanda 1959 yılının aynı isimli Brodway müzikalinden uyarlanmış. 1965'te ABD'de vizyona giriyor ve 20th Century Fox şirketini batmaktan kurtarıyor ki bu da filmin yayınlandığı tarihte topladığı beğeninin önemli bir göstergesi. Yıl 1967, Türkiye'de vizyona giriyor ve 2 yıl sonra filmin Türk versiyonu çekilip, izleyicinin beğenisine sunuluyor. Belirtmem gerek, Türk versiyonunu şu tarihte bile beğenerek izleyen kitledenim ben.
Olay 1930'lu yıllarda Avusturya'da geçiyor. Maria adlı karakterimiz rahibe olmak istemekte ve bir manastırda yaşamaktadır. Fakat o kadar hayat dolu bir kızdır ki kendini doğadan, şarkı söylemekten alıkoyamamaktadır. Bu nedenle gitmesi gereken yerlere yetişememekte ve görevlerini aksatmaktadır. Hal böyle olunca baş rahibe Maria'nın kiliseden bir süre uzaklaştırılmasına karar verir ve onu donanmadan emekli olmuş, karısını yeni kaybetmiş, sert ve çok disiplinli bir adam olan Kaptan Von Trapp'ın yedi çocuğuna mürebbiyelik yapması için kiliseden gönderir.
Bilmeyenleriniz için söyleyeyim. 1969 yapımı, Hülya Koçyiğit ve Ediz Hun'un baş rollerini paylaştığı 'Sen Bir Meleksin' adlı film, The Sound of Music'in Türk versiyonudur.
İzlediğinizde Maria'nın çocuklara notaları öğrettiği şarkının bestesinin Türk versiyonuyla tıpa tıp aynı olduğunu farketmemeniz olanaksız. 'Sözleri de aynı mıdır acaba?' diye çok merak etmiştim. İşte orada senaristimiz oynamalar yapmış. Ayrıca filmin Nazi, rahibe ve kilise kısımlarından uzak durmuş.
Aldığı ödüllerin yanı sıra gerçek hayat hikayesine dayanıyor olması filmin artılarından. Christopher Plummer gerçektende çok karizmatik bir adammış gençliğinde. Julia Andrews'ta çok hoş, cıvıl cıvıl bir oyunculuk sergiliyor. Film gayet güzel eğlendiriyor ki bu kadarını 1965 yapımı bir filmden beklemiyordum. Keşke şarkı söylemek, beste yapmak benim içinde bu kadar kolay olsaydı.
Zaten sevdiğim bir Türk yapımının orjinalini izlemek çok keyifliydi. Beni tek sıkan nokta (aslında en önemli özelliklerinden ama) filmin müzikal ağırlıklı olmasıydı. Bu da tamamen şahsımın müzikallerden fazla hoşlanmamasına dayanır. Benim için var olan bu negatifliğe rahmen 3 saate yakın bir zaman dilimi hem çok eğlenceli geçti, hem de çok keyifliydi.
Buyrun ve ruhunuzu pozitif enerjiyle doldurun. :)
İyi seyiler :)
Hiç yorum yok: