13.06.2016

Hırsızlar Cumhuriyeti - The Republic of Thieves by Scott Lynch




Kitap Adı : Hırsızlar Cumhuriyet (Centilmen Piç, #3)

Yazar Adı : Scott Lynch
Çevirmen : Cihan Karamancı
Orjinal Adı : The Republic of Thieves (Gentleman Bastard, #3)
Tür : Epik Fantastik
Sayfa Sayısı : 688
Yayınevi : İthaki Yayınları /2016
GR Puanı : 4.22






Arka Kapak : “Canlı, orijinal ve çekici. Muhteşem bir şekilde yazılmış.”
-George R.R. Martin-

 “Fazla söze gerek yok, bu kitaba bayıldım.”
-Patrick Rothfuss-

“Son derece zarif.”
-The Times-

“Zaten devlet dediğin, izinle yapılan soygundan başka nedir ki?”

Hırsızların en yeteneklisi, dolandırıcıların en eli çabuğu Locke ve yol arkadaşı Jean, hayatlarının en büyük soygununu yapacakları liman şehri Tal Verrar’dan canlarını zor kurtarmıştır. Artık akıllarında tek bir şeyle yola çıkarlar: Locke’un vücudunda gezinen ölümcül zehre çare bulmak. Umutlarının tükenmeye başladığı sırada pek de haz etmedikleri Bağlıbüyücülerden bir teklif gelir.

Büyücüler şehri Karthain’de yapılacak seçimlere hile karıştırmaları istenen Centilmen Piçler’in karşısında ise aynı amacı güden, Lamora’yla düzenbazlık ve üçkâğıtçılıkta baş edebilecek yegâne kişi vardır; Locke’un yıllar önce ilk görüşte kalbini kaptırdığı, aklından bir an olsun çıkaramadığı Sabetha…

İki sahtekâr sayesinde hiç olmadığı kadar dürüstlükten uzaklaşacak olan seçimler… Bağlıbüyücülerin yaptığı planlar içindeki planlar… Sabetha’ya karşı koyamayacak kadar ona tutkun bir Locke… Scott Lynch, Hırsızlar Cumhuriyeti’yle okurlarını büyülemeye devam ediyor.


Locke Lamora'nın yeni macerasından merhaba :)
3. kitap haberi beni inanılmaz heyecanlandırdı. Kitap elime geçer geçmez elimde okuduğum ne varsa derhal rafa kaldırdım ve Hırsızlar Cumhuriyeti'ne dalışa geçtim. 

2. kitap çok kritik bir olayla sonlanmış ve beni acayip bir şaşkınlıkla öylece bırakmıştı. Üçüncü kitap kapağını gördüğümde 'Olmaz!' dedim. Sizlerinde görebileceğiniz üzre 'Locke Lamora ölüyor' diye bir cümle var kapakta. Tabi hal böyle olunca normalde kitabı okumaya başlamadan pek yapmayı tercih etmediğim bir şey yapıp arka kapağı okudum. İpuçları hariç bir bilgi yok haliyle. Locke'a ne olacağına dair burada bilgi vermeyeceğim tabii ki, okuyun kendiniz görün :D

Maceranın bu adımından çok ümitliydim ama ben umduğumu yeterince bulamadım. Kitaba kötü demiyorum kesinlikle, sadece önceki kitaplardan farklıydı. İstediğim koşturmaca ve macera yeteri kadar yoktu. Kitap sık sık durağanlaştı. Okumak için kendimi dürtmem gerekti filan.

Serinin bu kitabının en önemli özelliklerinden biri iki kitaptır merak ettiğim karakter Sabetha'ydı. Malum, kendisi biricik Locke Lamora'mızın hayatının aşkı. Çok güçlü, sağlam, ne istediğini bilen, zeki bir karakter bekliyordum haliyle. Ama bütün bu beklentiler hüsran oldu. Böylesine saçma sapan bir karakter yerin dibine batsın! Yani Sabetha'ya o kadar kızgınım ki anlatamam. Keşke hiç ortaya çıkmasaydı da bende beklentilerimle kalsaydım...

Hırsızlar Cumhuriyeti tıpkı Locke Lamora'nın Yalanları gibi biraz günümüzden biraz geçmişten kesitlerle ilerliyor. İkinci kitapta sevgili yazarımız Scott Lynch gemiciliğe merak salmıştı, bu kezde tiyatroyu konu edinmiş. Yani güzel bir adım atmış ama kitabın bir kısmı oynanacak oyunun diyaloglarıyla dolu ve bu diyaloglar okura hiçbir şey katmıyor. Evet, Scott'un becerisini takdir ediyorum ama olayların gidişatına yön verme yok, etki yok vs vs. Kitabın kurgusuna katkısı olsaydı bu diyalogların, benim için hiç sıkıntı olmayacaktı. Ama yok arkadaş yok! Ben Centilmen Piç'lerin maceralarını okumak istiyorum. Konuyla alakası olmayan bir tiyatro oyununu değil. Bu eleştirdiğim bölümler kitabı gerçekten çok durağanlaştırıyor. 

Biraz önce kendimi okumak için dürtmek zorunda kaldım dedim ya hani. Okumaya başlamadan önce sevgili arkadaşım Kristal Kitap ile anlaştık ve kitabı birlikte okumaya karar verdik. Kitabı bitirmem 1 haftamı aldı ki bu süre eğer Kristal'le birlikte okumasaydık daha da uzardı. Çünkü benim kendimi okumak için dürtmem yetmedi, Kristal'de beni itekledi sağolsun :)

(Kitapları sevdiğiniz arkadaşlarınızla birlikte okumak çok eğlenceli bir faaliyettir, benden size tavsiye olsun :))

Kitabı çok mu gömdüm nedir? :D Tekrar söylüyorum, kitap kötü değil, yine güzel. Hatta ilk iki kitaptan çok daha fazla güldüm bu kitapta. Çünkü Centilmen Piç'lerimizin çocukluklarını, gençliklerini okumak beni çok mutlu ediyor ve eğlendiriyor. 


Basımda ufak tefek hatalar var ama gözünüzü çok rahatsız edeceğini sanmıyorum. Favori çevirmenlerimden sevgili Cihan Karamancı, yine çevirisini konuşturmuş. Ellerine sağlık diyorum :)

Kitap aralıklarla okuru şoka da sokuyor. 

Birazda alıntı paylaşayım, ne dersiniz?

  • Zaten devlet dediğin izinle yapılan soygundan başka nedir ki?

  • Evet, bir cinayet silahı aynı zamanda bir alettir. Fakat her alet bir cinayet silahı değildir.

  • Dolu bir kadeh, boş bir vaattir.

  • Ve sadakat çok güçlü bir silahtır.

  • Başkasında gördüğün zaman kendi zafiyetlerine deva bulmak kolaydır.

  • Evrenin merkezi olduğumuz fikrinden vazgeçtiğimiz için zihinlerimiz zorluklarla kafa kafaya mücadele etmek yerine ona uygun şekilde bükülür.

  • Kesin bir serveti, öfkeli bir mahkumun vaatleriyle takas edecek adam kendi gemisinin kaptanlığını yapamayacak kadar aptaldır.


Ve tabiki favorim şu:

  • Zincir hayatın esasen kafana bok dökülmesi için bir kuyrukta beklemek olduğunu söylerdi. Herkesin sırada bir yeri vardır, sıradan çıkamazsın ve tam kendi payına düşen bok miktarını atlattığına sevinmeye başlarken kuyruğun aslında dairesel olduğunu keşfedersin.


Locke Lamora'yı sevdiyseniz zaten bu kitabı okumanız kaçınılmaz. O yüzden biraz sıkılmaya, tebessümlere ve sağlam şoklara hazır olun. İyi bir kitap ama serinin en kötü kitabı, işte iyinin kötüsü cinsinden bir şey :P


Sevgiler :)





1.06.2016

Mayısta Yabancı Okuyoruz / Okuma Maratonu

Merhabalaaarrrr :)

Yazmayı özledim yemin ederim :D
Zaman problemi yüzünden bir fırsat bulup, oturup 2 kelime karalayamaz oldum canım bloğuma. Neyse artık, bu etkinlik vesile oldu. Yeni bir yayınla karşınızdayım :)

Ne zamandır yapmak istediğim bir şey vardı. Hani diyordum bir yayınevi seçeyim. O ay seçtiğim yayınevinden okuyabildiğim kadar kitap okuyayım. Malum ben sık kitap alışverişi yapan bir kitap severim. O yüzden okunacak kitabım bol. İnanın 200'ü aşkın kitap, kitaplığımda okunmayı bekliyor. Ama her şeyin bir zamanı var, onlarda eninde sonunda okunacaklar :D

Geçen sene Artemis Yayınları için böyle bir etkinlik başlatılmıştı Instagram'da. Katıldım ama beklenmeyen gelişmeler yüzünden etkinliği 2 kitapla kapatmak zorunda kaldım.

Mayıs başlarıydı ve yine böyle bir etkinlik başlatıldığını gördüm. Bu seferki hedef Yabancı Yayınları'ydı. Elimde de epey Yabancı kitabı vardı. E hadi dedim ne duruyorsun, katıl!


Etkinlik şöyleydi: Mayıs ayı içerisinde Yabancı Yayınları'ndan okuyabildiğiniz kadar kitap okuyorsunuz. Okuduğunuz her kitabı #mayisayindayabanciokuyoruz tagiyle paylaşıyorsunuz. Mayıs sonunda da #MYMGanimetleri tagiyle okuduğunuz kitapları ve sayfa sayılarının toplamını paylaşıyorsunuz. En çok okuyan, yanılmıyorsam 2 kişi, Yabancı Yayınları'ndan istediği bir kitabı kazanıyor. Güzel değil mi? :)

Eh, bende hazır fırsat önüme gelmişken başladım okumaya.
Mayıs ayında toplam 11 Yabancı kitabı bitirdim. Elimde de okunmamış 3 Yabancı kitabı kaldı :D Toplam 4352 sayfa ile ayı kapatmış bulunuyorum. Şimdi size bu 11 kitabı kısa kısa anlatmak istiyorum. Baştan sona doğru gideyim sırayla ;)



Önce Cadı Avcısı. Kitabın cildi çok güzel. Dış kapak için şeffaf materyal kullanmışlar bu kez. Hoş olmuş, sevdim ben. Bu kitapta Cadı Avcısı olan bir ana karakterimiz var. Kurgusu güzel. Heyecanlı filan. Devamını kesin okuyacağım seriler arasında yerini aldı. Sayfa sayısı: 400.









Sonsuza Kadar Benim. Sanırım bu ay okuduğum Yabancı kitaplarının en fiyaskosu buydu. Tam bir hayal kırıklığıydı. Söz verip durduğu halde bağlanma korkusuyla sevdiğini bırakıp giden, 10 yıl sonra geri dönüp hatasını telafi etmeye çalışan bir adamın hikayesi. Bir de filme uyarlanacağını öğrendim! O kadar güzel kitap varken niye bunu seçmişler anlam veremedim. Sayfa sayısı: 312.







Anlaşma. Bu ayın en sevdiğim romantik komedisi buydu :) Klişe hikaye aslında. İyi kız / kötü çocuk bir vesileyle bir araya gelir. Sonra birbirlerini tanımaya başlarlar ve takibinde olaylar olaylar :)) Ne kadar klişe olursa olsun, böyle kitaplarda sığ karakterlere rastlanır ya hani, o durum bu kitapta bulamayacağınız şeylerden işte. Çok şekerdi. Karakterler, diyaloglar vs. Ben, bu kitabı rahatlıkla önerebilirim. Sayfa sayısı: 448.







Tatlı Yalan. Yazar Jamie McGuire sevdiğim yazarlardan. Tatlı Bela serisini çok severek okumuştum ve sonrasında kadının hangi kitabı Türkçe'ye çevrildiyse okudum. Maddox kardeşlerin en büyüğü olan Thomas'ı anlatılıyor bu kitapta. Ve ben beğenmedim! Kitabı okurken farkettiğim tek şey Maddox kardeşleri özlemiş olduğumdu. Yani serinin bu ayağı kırık arkadaşlar. Duygu geçmiyor okura. Sayfa sayısı:376.





Kan ve Tuz. Sevgili Aslı Dağlı'nın çevirisi. Kendisi en sevdiğim çevirmenlerden biridir. Kişi olarak kendisini ayrı severim hatta çok severim, çok tatlı bir insandır ve müthiş güzel bir yüreğe sahip. Tabii Aslı kitap çevirince benim radar o tarafa döndü. Hemen yapıştım kitaba. Kitabın baskısını sevmemeniz imkansız gibi bir şey. Bunu ancak elinize aldığınız da anlarsınız ama cidden çok güzel olmuş. İçeriği için 10 numara 5 yıldız diyemiyorum. Aslında konu güzel, kurgu güzel. Yalnız kitabın sorunu, bana hikayeye ortasından dalmışım gibi hissettirmiş olmasıydı. Sanki öncesinde okumam gereken başka bir kitap varmış gibiydi. Sonlara doğru biraz daha toparlıyor kitap ama o boşluk hissi dolmadı. Sadece bu yüzden kitaptan puan kırdım. Kalan her şeyi gayet yerli yerinde. Okunur, sevilir, devamı da iple çekilir cinsten :) Sayfa sayısı: 360.


Sahte Romeo. Bu kitapla Kupa Altılısı aynı dönemde çıkmıştı. Niyeyse bu kitap beni hiç çekmemişti. Kupa Altılısı'na yöneldim. Aldım, okudum ve sevdim de. Sonra Sahte Romeo'yla ilgili güzel güzel yorumlara denk geldim. Çok eğlenceli diyordu insanlar. Bende eğlenceye açım tabii. Haliyle merakım uyandı. Hadi dedim, 6 hissimi bu seferlik bir kenara kaldırayım. Hazır Yabancı okuyorum, bu da çıksın aradan filan. Aradığımı bulamadım arkadaşlar. Yine bağlanma sorunu yaşayan bir çift var. Bir geçmiş bir günümüz şeklinde anlatılıyor kitap. Bu kitap da bir seriye ait ve devamı gelecek. Devamını merak ediyorum, büyük ihtimalle okurum ama siz siz olun beklentiye girmeyin! Sayfa sayısı: 488.






Kötü Kızlar Ölmez. Bu da bir adet paranormal kitap. Serisinin ilk kitabı. İkinci kitabı da çıktı Türkiye'de. Hayaletli filan bir hikaye. Yazarın korkutma kabiliyeti kesinlikle var. Üzerinde düşse, dehşet kitaplar yazar diye düşünüyorum. Ama bu kitaptan öyle çok yoğun korku filan beklemeyin. Ufak dokunuşlar var sadece. Sayfa sayısı: 288.








Sonsuza Kadar. Okuyanlarınız bilir. Geçen yıl bir Jack Eversea fırtınası çıkmıştı. İlk kitabın epey reklamı yapılmıştı. Bende o dönem okuyup sevmiştim. Devamını da aldım kısa sürede ama bir türlü okumak nasip olmamıştı. Okudum bitti, mutluyum :) Romans okumak isteyenlere önerebileceğim serilerden biri oldu kısacası. Zaten seride toplam 2 kitap var ve çok çabuk okunuyorlar. Sayfa sayısı: 384.






Aç Gözlerini. Erotik romans serilerinden biri, Blackstone serisi. İlk iki kitabı kısa tutmuştu yazar. Var olan bir kurgu vardı ve ilk 2 kitapta olaylar sonuca ulaşmamıştı. Bende bu nedenle 3. kitabı almıştım. Üzerine fazla yazmaya gerek yok aslında. Bu dalda yazılmış daha güzel seriler var. Öneri isterseniz bu seriyi bir rafa kaldırın derim. Sayfa sayısı: 408.








Ruhumdaki Canavar. İlk kitabın ne kadar tartışma yarattığını hatırlar mısınız bilmem. Blogta ilk kitabını yorumlamıştım daha önce. Bu seriyi psikolojisine güvenmeyen, kendini iyi hissetmeyen okurlara ve 18 yaş altı kişilere kesinlikle önermiyorum. Kötü demiyorum ama her okurun okuyabileceği türden bir kitap değil. Hastalıklı bir durumu var kitabın ve dengenizi bozma ihtimali var. Sayfa sayısı: 480.






Son olarak Kızıl Ateş. Çevirisini pek beğenmedim. Harf hataları göze batıyor. Yazarın başlarda istediği duyguyu okura geçirememek gibi bir durumu da var ama kusurlarına rağmen ben bu kitabı çok sevdim :) Konusu, karakterleri, kurgusu gayet güzel. Yine fantastik. Bu sefer büyücülerimiz var. Devamı için sabırsızlandığım bir seri çıktı ortaya. Sayfa sayısı: 408.





Evet, benden Mayıs ayı haberleri bu kadar.

Bu ay toplam 17 kitap okudum aslında ama bu sayfa Yabancı Yayınları'na ait olsun istiyorum. O yüzden diğer kitaplardan bahsetmeyeceğim.

Sevgiler :)



4.05.2016

Karanlık Koridor - Very Bad Things by Susan McRride






Kitap Adı : Karanlık Koridor

Yazar Adı : Susan McBride
Çevirmen : Esra Çağırıcı
Orjinal Adı : Very Bad Thing
Tür : Gizem, Suç
Sayfa Sayısı : 256
Yayınevi : Eksik Parça Yayınları /2016
GR Puanı : 3.33






Arka Kapak : Gençlerin elinden bırakamayacağı, karanlık ve gizemli bir yatılı okul cinayeti.
Bazı sırlar öyle derinlerde saklanır ki bulmak için geçmişi altüst etmek ve tüm kötü anıları yeniden yaşamak gerekir.
Whitney Koleji’nin altında bir sır geziniyordu. Acımasızdı; Katie’yi ve Mark’ı sonsuza kadar ayırabilirdi. Tehlikeliydi; Tessa’nın düşünmek bile istemediği korkunç bir sonucu doğurabilirdi. Ve ölümcüldü; onu engelleyecek herkesi, gözünü bile kırpmadan ortadan kaldırabilirdi.
Katie’nin yapabileceği tek şey, sevdiklerine güvenmek ve her şeyin yoluna gireceğine inanmaktı. Ama içinden bir ses, her maskenin ardında bir yabancı olduğunu söylüyordu.


Merhabalar :)
Bugün bir polisiyeyle karşınızdayım.

Epeydir polisiye okumamıştım. Eksik Parça Yayınları sağolsun bu kitap ilaç gibi geldi. 

Bu yazarın daha önce Siyah Küçük Elbise adındaki kitabı dikkatimi çekmişti ama bir türlü okumak kısmet olmadı. Kısmet Karanlık Koridor'aymış. Yazarın kalemiyle de tanışmış oldum ve çok memnun kaldım. Yalnız içimde bu durumun çoğunlukla çevirmen kaynaklı olduğuna dair bir his var :)

Olay bir lisede geçiyor. Karakterlerimiz son sınıf öğrencilerinden oluşuyor. Bu durumda içerikte aşk olmalı değil mi? :) Yalnız kitabın en güzel yanlarından biri aşkı dozunda vermesi, vıcık vıcık anlatıp okuru kusacak raddeye getirmemesiydi. Kitaplarda beni deli eden unsurlardan biri karakterlerin iki arada bir derede gidip gelmesi, iki fikir arasında boğulması, seçimi bir türlü yapamayıp okurun (yani benim) bıkkın bir surat ifadesi yapıştırmasıdır. Heh işte bu kitapta böyle sıkıntılar yok arkadaşlar!

Herşey gayet dozundaydı. Hatta bir ara heyecan tavan yaptı. Yuta yuta okumaya başladım. Bir nokta da çok minik de olsa korktuğum bile oldu :D 

Kitap kısa, kalem akıcı, olay gizemli, çeviri güzel, basım temiz ki sanırım harf hatasına bile rastlamadım! 

Beni hayal kırıklığına uğratan, 'keşke bunu koymasaydı be Susan' dediğim bir yer var. O bir yerde kitaptan puan kırmama sebep oldu işte.

Araya mola vermelik bir polisiye sıkıştırma niyetiniz olursa, Karanlık Koridor aklınızın bir köşesin bulunsun bence :)

Sevgiler :)

7.04.2016

Kralların Merhameti - The Grace of Kings by Ken Liu






Kitap Adı : Kralların Merhameti (Karahindiba Hanedanlığı, #1)

Yazar Adı : Ken Liu
Çevirmen : Can Erhan Kızmaz
Orjinal Adı : The Grace of Kings (The Dandelion Dynasty, #1)
Tür : Epik Fantastik
Sayfa Sayısı : 600
Yayınevi : İthaki Yayınları /2016
GR Puanı : 3.74






Arka Kapak : Nereden geldiğinizi bilmeden nereye gideceğinizi nasıl bilebilirsiniz? Ken Liu’nin geçmiş ve geleceği eşsizce harmanladığı, kendisini silkpunk türünün yaratıcısı yapan epik fantazi serisi Karahindiba Hanedanlığı’nın ilk kitabı Kralların Merhameti, türe yepyeni bir soluk getiriyor.
Göklerden gelen mekanik kanatlı bir adam, tiran İmparator Mapidéré’ye suikast düzenler. Orta halli bir ailenin hilebaz, serseri oğlu genç Kuni Garu ise bu olaya şahit olur. Hırslı Kuni Garu’nun hayatı, tanık olduğu bu etkileyici olayın da etkisiyle değişmekle kalmayacak, onu zorlu bir direnişe ve devrime götüren yolun ilk adımı olacaktır.
Görevden azledilmiş bir dükün korkusuz oğlu Mata Zyndu da ailesinin hakkı olan yeri almak ve tiranlığa karşı durmak için bu başkaldırıda Kuni Garu ile birlikte şekil değiştiren tanrılara, ipek dokumalı hava gemilerine ve büyük ordulara karşı savaşmaya hazırdır. Asıl mücadele ise savaştan sonra başlayacaktır…
Kralların Merhameti’nde yarattığı silkpunk alttürüyle epik fantaziye Doğulu bir yorum getiren Ken Liu’nin entrikalar ve efsanevi savaşlarla dolu tuhaf, kendine has dünya yaratımı heyecanlı bir yolculuğun kapılarını aralıyor.


Daha önce  CNR kitap alışverişi yazımda bahsetmiştim bu kitaptan biraz. Tavsiye üzerine aldığım kitaplardan biriydi. Eh, kitap İthaki Yayınları'ndan çıkmış ve bir de epik fantastik olunca aldığım gibi okumaya başladım.

Seride 3 kitap var. 2. kitap henüz yurtdışında da çıkmadı. Çıktığı zaman bizde burada çok beklemeyiz diye tahmin ediyorum. 

Kitap kapağında, kitabın Taht Oyunları kadar yoğun olduğu yazıyor. Kesinlikle çok doğru bir yönlendirme bu.

Kitabı bitirmem 1 ay sürdü. Ama ağır okumaya karar vermiştim. Zaten sayfa sayısı 600 ve puntoları küçük. Bir gün 1 bölüm, bir gün 50 sayfa giderek okudum. Çok fazla karakter var. Bir noktadan sonra biraraya geliyorlar ama bu biraraya gelme süreci uzun sürüyor. Bu sebeple ya kitabı çok seveceksiniz ya da 'nereden aldım bunu yaa?' diyeceksiniz :) 

Kitapta geçen isimler alıştığımız isimlerden farklı. Bu da ek bir dezavantaj okur için. Okuma akıcılığını biraz sekteye uğratıyor yani. 

Kuni Garu isimli bir karakterimiz var. Bu karakterin gençliğinden giriş yapmış yazar. Önce Kuni Garu'nun az çok nasıl bir adam olduğunu anlatıyor okura. Bu arada diğer karakterleri de araya sıkıştırıp size tanıtıyor. Karakterler yaş aldıkça olaylar gelişiyor. Kan, savaş, mitolojik tanrılar, fantastik varlıklar, zeka, strateji, hırs, arkadaşlık, az buçuk aşk karması ama daha çok savaş ağırlıklı bir roman. 

Kitapta post-it yapıştıracağınız, dikkatinizi çekecek çok fazla yer var. 1000 Kitap'a 11 alıntı eklemişim ben. En beğenileni ise şuydu:

"Efendim, ıslah olmuş bir adam doğuştan erdemli olan on adamdan değerlidir; zira günaha çağrının ne olduğunu bildiğinden, yolundan sapmamak için sonuna kadar mücadele edecektir."

Büyük bir hikayeye sağlam bir giriş, birazda gelişme izlenimi bıraktı bende kitap. Umarım kalitesi devam kitaplarında katlanarak artar. Zaten 2. kitabın ana konusuna dair ufak bir başlangıç yapmış yazar. 

Okumaya cesaret edeniniz olursa, umarım benim kadar keyif alır :)

Sevgiler :) 


Yıldız Tozu - Stardust by Neil Gaiman






Kitap Adı : Yıldız Tozu

Yazar Adı : Neil Gaiman
Çevirmen : Berat Çelik
Orjinal Adı : Stardust
Tür : Romantik, Fantastik
Sayfa Sayısı : 273
Yayınevi : İthaki Yayınları /2014
GR Puanı : 4.05






Arka Kapak : Kadim İngiltere’nin huzurlu tarlaları ve çayırlarında, bir granit çıkıntısının üzerinde 600 yıldır duran küçük bir köy vardır. Hemen doğuda köye ismini veren upuzun bir taş duvar yükselir. İşte burada, Duvar Köyü’nde, genç Tristran Thorn kalbini, akıllara zarar veren güzellikteki Victoria Forester’a kaptırır. Ve işte burada, yepyeni bir Ekim arifesinde, Tristran aşkına bir söz verir – bu öyle hızlı edilmiş bir yemindir ki, onu duvardaki tek gedikten dışarı, çayırların ötesine ve hayatının en heyecanlı macerasına yollayacaktır.


Uzun zamandır merak ettiğim ve filmine bayıldığım bir kitaptan ve tabi film uyarlamasından bahsedeceğim bugün.

Neil Gaiman zaten çok merak ettiğim bir yazardı. Elimden geldiğince, fırsat buldukça filan kitaplarını topluyorum. Tabii ki amacım bütün kitaplarını okumak ve bu yolda yavaş yavaş ilerliyorum :) Yıldız Tozu, yazarın okuduğum 3. kitabı.

Şimdiye kadar edindiğim izlenim yazarın çok acayip bir hayal gücüne sahip olduğu. Kendini tekrarlayan biri değil ve kalemini seviyorum.

Gelelim kitabımıza :) Sihirler, cadılar, fantastik yaratıklar yani fantastik bir dünyadan bekleyeceğiniz çoğu şey var bu romanda. Olaylar Tristran Thorn adında bir gencin etrafında dönmekte. Kasabanın en güzel kızına aşkını ispatlamak isteyen genç adam, Duvar adında bir köyde yaşamaktadır. Bu köyde gerçekten boylu boyunca uzayıp giden bir duvar bulunmaktadır ve bu duvarın diğer cephesine geçmek yasaktır. Günün birinde Tristran, biricik aşkı Victoria ile sohbet ederken gökten bir yıldız kayar. Victoria, Tristran'a o kayan yıldız kendisine getirmesi karşılığında ne dilerse yapacağı vaadinde bulunur ve Tristran'ın Duvar'ın ötesinde yaşayacağı macera başlar.

Tabii ben önce filmi izlediğim için, hatta neredeyse ezberlediğim için okumakta zorlanmadım. Az çok nereden ne geleceğini biliyordum. Fakat buna rağmen sıkılmadım. Her uyarlamada olduğu gibi bu uyarlamada da farklılıklar mevcut. Yalnız kitap bittikten sonra çok nadir olan bir durum çıktı ortaya. Film uyarlaması kitaptan daha iyi diye düşündüm :)

Gelelim filmimize :



Film Adı : Yıldız Tozu
Orjinal Adı : Stardust
Yapım Yılı : 2007
Yönetmen : Matthew Vaughn
IMDb Puanı : 7.7
Tür : Fantastik, Macera
Süre : 127 dk.


Konusu : 
"Stardust”ta sevdiği kadının kalbini kazanabilmek için Yvaine adlı yıldızı sönmek üzere olan bir oyuncuya yeniden hayat vermeye söz veren Tristian’ın öyküsü anlatılır. Tristian ile Yvaine beraber çıktıkları macerada Kaptan Shakespeare adlı bir korsan ve şeytani ruhlu bir cadıyla yüz yüze gelmek zorunda kalacaklardır.




Filmde ciddi iyi bir kadro var. Hepsi de rolünün hakkını veriyor.

Hikayesi, efektleri, oyunculuklar, senaryo her tarafına bayıldığım filmlerden biridir Yıldız Tozu. DVD'si izlenmekten yıpranmış durumda :)

Kitapla ilgili kısımda bahsettiğim gibi, işlenişte farklılıklar, eksikler, fazlalıklar var. Ama kitaptan daha iyi olduğunu düşünüyorum. Film daha umutlu, duyguyu izleyene daha iyi aktarıyor.



Ek olarak DVD'de oyuncu röportajları bulacaksınız. Bu kısım sık izlediğim bir kısım değil ama keyifli olduğunu hatırlıyorum.

Filmde gözüme batan tek nokta cadıların makyajı. Gerçekçiliği yetersiz. Onu da yapım yılına vermek gerek.

Şuraya da bir fragman bırakalım, izlemeyeniniz varsa bir ön fikir edinsin.


Okumak isteyene keyifli okumalar, izlemek isteyene iyi seyirler diliyorum :)

Sevgiler :)


Search

Gelenimiz Gidenimiz :)

İzleyİcİler

Neler okuyorum?

Her Gün
Kızıl Gökler Altında Kızıl Denizler
Middlesex


Angel's books's favorite books »

2022 Reading Challenge

2022 Reading Challenge
angelsbooks has read 2 books toward her goal of 100 books.
hide

Angel's books's bookshelf: read

Yakıcı Sır
Korku
Kimi Seçtiğine Dikkat Et!
Kime Dokunduğuna Dikkat Et!
Kalpsiz
Barbarlar Şehri


Angel's books's favorite books »
Blogger tarafından desteklenmektedir.

Popüler Yayınlar

Bumerang - Yazarkafe