Akılçelen Kitaplar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Akılçelen Kitaplar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

1.07.2016

Sİssoylu: Son İmparatorluk - Mistborn: The Final Empire by Brandon Sanderson




Kitap Adı : Sissoylu: Son İmparatorluk (Sissoylu, #1)

Yazar Adı : Brandon Sanderson
Çevirmen : Can Sevinç
Orjinal Adı : Mistborn: The Final Empire (Mistborn, #1)
Tür : Epik Fantastik
Sayfa Sayısı : 528
Yayınevi : Akılçelen Kitaplar /2014
GR Puanı : 4.47 






Arka Kapak : Bir zamanlar, dünyayı kurtarmak için bir kahraman ortaya çıkmıştı. Gizemli bir kalıtıma sahip, diyarların üstüne çöken karanlığa karşı cesurca meydan okuyan bir genç adam.
Yenik düştü.
O zamandan bu yana bin yıl geçti ve dünya, Lord Hükümdar olarak bilinen ölümsüz İmparator tarafından yönetilen, kül ve sisten oluşan bir çölden başka bir şey değil. Üstelik bin yıldır bütün ayaklanmalar ağır bir hüsranla sonuçlandı.
Gecenin sahibi sisler.
Dünyanın sahibi ise Lord Hükümdar.

Ancak her nasılsa umut ölmüyor. İmparatorluğun ve hatta Lord Hükümdar’ın bile sonunu getirmenin hayalini kurmaya cesaret edebilen bir umut.

Planlanmakta olan yeni bir tür isyan var; tarihin en büyük soygununun etrafında inşa edilmekte olan bir isyan, dâhi bir hırsızın kurnazlığına ve beklenmedik bir kahramanın, bir sokak çocuğunun kararlılığına dayanan bir isyan.


Selamlar :)
Bu yaz Brandon Sanderson okumaya artık başlamam gerektiğini düşünüyordum. Yazardan, kaleminden, fantazyalarından etkileneceğimi hissettiğim için de ilk işim alabildiğim kadar kitabını almaya gayret etmek oldu. Ama tabi kitaplar biraz iri yarı olduklarından okumaya çekiniyordum. En sonunda sevgili arkadaşım Kristal Kitap'ın desteğiyle giriştim okumaya. Keşke bu kadar beklemeseymişim diyorum şimdi. Böyle güzellikler bekletilmemeli arkadaşlar. Bir fantastik sever olarak size hiçbir şekilde okuduğunuza pişman olmayacağınızı garanti ediyorum. 


Konudan bahsetmeyeceğim. Çünkü ciddi ciddi anlatılmaz okunur kategorisinde yer alıyor. 

Okuduğuma pişman olmayacağıma emindim ama açıkçası bu derece etkilenmeyi beklemiyordum. Size önerim kitapla ilgili bilgi edinmeye çalışmayın. Kendiniz görün, kendiniz çözün, keşfedin, okudukça sevinin, üzülün, hayal kırıklığına uğrayın, içinizin yağlarını eritin. 


Brandon Sanderson harika bir yazar. İnsan zannediyor ki, bu kitabı okurken bir yerlerde sıkılırım, duraksarım, ara veririm filan. Ama hayır. Beni kendine bağlayan bir yazı stili vardı. Konu normal aksiyonsuz ilerlerken, fantazyasını tanıtırken filan ne bir klişeyle karşılaştım, ne de okuma tempom etkilendi. İlerledikçe merakım ivme kazandı, arttı da arttı. 

Kitabı bitirmem 1 haftamı aldı. Ama inanın zamanım olsaydı bu derece uzamazdı. 

Yazar size aksiyon tattırmak istediğinde o koca kitabın sayfalarının nasıl aktığına hayret edeceksiniz, inanın. Üzülün istediyse üzüleceksiniz, 'okura burada bir tebessüm lazım' dediyse tebessüm edeceksiniz. İçiniz ısınsın istediyse bu da olacak. Yani ne hissetmenizi istediyse hissedeceksiniz.

Bu da kitaba dair ufak bir sahne, ama okumayanın anlamlandırması pek olası değil tabii :) Merakınızı cezbetsin diye bu yayınıma ekleyeyim istedim :D


Ülkemizde Brandon Sanderson'u keşfedip, kitaplarının çevrilmesi için ön ayak olan kim varsa o kişi veya kişilere buradan sonsuz teşekkürlerimi yolluyorum. İyi ki varsınız, iyi ki bu işi yapmışsınız.

Çok uzun zamandır böylesine etkilendiğim bir kitap olmamıştı. Üzerimden silindir geçmiş gibi hissediyorum. Hala okuduklarımı hazmedemiyorum. İçimde bir yerler, 'olamaz' diye haykırmaya devam ediyor. 

Şu an devamını okumak için çıldırıyorum ama bir o kadar da korkuyor ve çekiniyorum. Bu korku ve çekincem tamamen kitabın kurgusundan kaynaklıdır, belirtmeden geçmeyeyim :)

Alıntılarımı eklemeden olmaz :D

Her ne kadar çoğu kişi genç adamların aptal olmasını beklese de ben fark ettim ki sadece birazcık yaş, bir adamı çocukken olduğundan çok daha fazla aptal edebiliyor.

O benden daha güçlü, diye kabul etti Kelsier Sorgucuyu temkinle izlerken. Ama güç her şey değil.

İnanç sadece güneşli günler ve iyi zamanlar için değildir, diye düşünüyorum ben. Eğer başarısızlığın ardından daona tutunmaya devam etmeyeceksen inanç nedir, iman nedir ki?

İşin sırrı aramayı hiç bırakmamakta. Her zaman bir sır daha vardır.

Eğer insanlar bir olayı güçlü duygularıyla ilişkilendirirlerse bunu daha iyi hatırlarlar.

Korku despotların aletidir. Ne yazık ki söz konusu olan şey dünyanın kaderi olduğu zaman, elinde hangi alet varsa onu kullanıyorsun.

Yalnız başınaysan, kimse sana ihanet edemez.

Eğer birilerinin sana yaklaşmasına izin verirsen, sadece sana ihanet ettikleri zaman daha çok acıyacak, diye fısıldar gibiydi Reen zihninin içinden.

Sevgiler :)

1.02.2016

Ölüm Defteri - Death Note (Manga/Dizi/Film)




Yeni yıldan hepinize merhabalar sevgili okurlar :)

Uzun zamandır yayın paylaşmadım. Emin olun geçerli mazeretlerim vardı. 2 ayı geçkin bir süre boyunca elime kitap alamadım. Çalışmam gereken bir sınavım vardı. Ek olarak migrenim nüksedince bu süre biraz uzadı. Neyse ki bu sorunlar artık geçmişte kaldı.

Bu arada eski hızımda olmasa da okumaya tekrar başladım. Ama böyle size anlatılacak kadar beni etkileyen bir kitapla karşılaşmadım. Instagram hesabımdan neler okuduğumu paylaşıyorum, minik yorumlar yazıyorum ama beni blogumda yazmaya sürükleyecek bir şeyler okuyamadım henüz.

Bugün ki konumuz epey zamandır A'dan Z'e kurcaladığım manga serisi Ölüm Defteri.

Mangaları bitireli epey zaman oldu. Ama filmlerini ve dizisini de izleyip öyle yazmak istedim ve nihayet bitirdim :D

Ne olur ne olmaz diye ilk etapta serinin ilk 3 ya da 4 kitabını birlikte aldım. Sonra baktımki sürüklüyor, kalanını da edindim. Zaten çerez gibiler. Bir çırpıda bitiveriyorlar. Beni zorlayan tek kitap 13. yani son kitaptı.

Seri gayet ilgi çekici ve keyifli. Konusundan biraz bahsedeyim.

Elimizde çok zeki bir öğrencimiz var. Adı Yagami Light. Kendisi bir lise öğrencisi.

Günün birinde bir defter buluyor. Defterin içinde şöyle bir yazı var:


BU DEFTERE ADI YAZILANLAR ÖLÜR!

Tabii Light akıllı, mantıklı bir genç. Bu yazı ona bir şaka gibi gelir önce. Sonra bir deneme yapar ve gerçekten deftere adı yazılan kişinin öldüğünü görür. Durum böyle olunca, Light kendine bir görev edinir. Dünyayı suçlulardan temizlemeye karar verir. Durduk yere kalp krizinden ölen suçlu sayısı çoğalınca ne olmasını beklersiniz? Ölümler birilerinin dikkatini çeker. Ortada suçluları öldüren ve yöntemi keşfedilemeyen bir katil dolandığı için Dünya'nın en iyi dedektifi işi devralır.



Buradan sonra seri boyunca bir zeka savaşı sürmekte. Karşılıklı hamleler, tuzaklar, tahminler birbirini kovalıyor. Bir nevi satranç gibi :)

Şahsi fikrim şöyle; Seriden memnunum. 7. sayıdan sonra eski heyecanımı yitirdim fakat ilerlemeyi kesemedim. Çizimler güzel ama renkli olmasını tercih ederdim şahsen :D




13. sayının neden beni zorladığını da
söyleyeyim. Seri aslında 12. sayıyla sona eriyor. 13. sayıda ise yazar ve çizerle yapılan röportaj, serinin genel değerlendirmesi, karakter analizleri ve minik bir ek bölüm yer alıyor. Yazı puntosu küçük. Mangalar tersten okunduğu için (sayfalar bizim gibi sağdan sola değil, soldan sağa çevrilerek okunuyor) bazen gidişat karışabiliyor. Bazense zaten bildiğim şeyler tekrar anlatılıyor gibi geldi. Yazar ve çizerle olan röportaj çok keyifliydi. Bir yandan da anime uyarlamasını izliyordum.

Anime uyarlaması ara ara değişiklik gösterebiliyor. Fakat genel olarak aynı ilerliyor. Okumayı seviyorsanız mangalarına, izlemeyi seviyorsanız animesine bakmanız yeterli. Benim gibi hepsini yapmanıza gerek yok yani :D



Tabii bir de sinema uyarlaması var bu sevilen manga serisinin. 3 film mevcut.


Death Note, 2006 yılında 2 part halinde çekilmiş. Sonra ise L karakterine ait olan L: Change The World isimli film 2008'de izleycinin beğenisine sunulmuş. Death Note uyarlamaları fena değil, hatta görsel olarak çok hoşuma gitti ama orjinal kurguyla inanılmaz oynanmış. L: Change The World'ü diğer ikisinden çok daha fazla sevdim. Tabi bu filmde manga uyarlaması ama henüz Türkçe'ye çevrilmedi.



Burada da fragmanı var:


Bu seriye ait son yayın Aralık ayında satışa sunulan Death Note - Bir Başka Defter - Los Angeles BB Cinayetleri isimli kitap. O da elime geçmiş bulunuyor.

Yani Akılçelen Kitaplar yayınladıkça ben alıp okumaya devam edeceğim :)

Sevgiler :) 

Search

Gelenimiz Gidenimiz :)

İzleyİcİler

Neler okuyorum?

Her Gün
Kızıl Gökler Altında Kızıl Denizler
Middlesex


Angel's books's favorite books »

2022 Reading Challenge

2022 Reading Challenge
angelsbooks has read 2 books toward her goal of 100 books.
hide

Angel's books's bookshelf: read

Yakıcı Sır
Korku
Kimi Seçtiğine Dikkat Et!
Kime Dokunduğuna Dikkat Et!
Kalpsiz
Barbarlar Şehri


Angel's books's favorite books »
Blogger tarafından desteklenmektedir.

Popüler Yayınlar

Bumerang - Yazarkafe